1 Ocak 2013 Salı

Gelişimsel Psikoloji ve Psikopatoloji: Sosyal Çevre & Bilişsel Sağlık


Sosyal çevrenin insanlar üzerindeki etkileri yadsınamaz bir gerçektir. Bu yazımda bazı araştırmalardan yararlanarak çocuklarda sosyal çevrenin ve arkadaşa sahip olmanın öneminden ve bu durumun bilişsel sağlığa olan etkilerinden bahsedeceğim.
 
Rudolph ve arkadaşlarının (2011) yaptığı araştırmada 2. sınıf öğrencilerinin 5. sınıfa gelene kadar gösterdikleri düşmanca davranışların (victimization) sebep ve sonuçlarından bahsedilmektedir. Buna göre erken zamanda başlayan ve artan bir düşmanlık duygusunun (dışlanma, kurban edilme/victimization) çocukların depresif semptomlarını ve agresif davranışlarını artırdığı söylenmektedir.  Ayrıca düşmanlığın(victimization) bilişsel sağlığı da olumsuz etkilediği görülmektedir. Düşmanca davranışların türlerinin cinsiyete göre farklılık gösterebileceği de söylenmektedir. Örneğin kızların erkeklere göre kızgınlıklarını dışlama gibi daha ilişkisel formda gösterdikleri ifade edilmektedir (Crick & Grotpeter, 1995). Bunun yanı sıra kurban etme/düşmanlık davranışının ortaokul yıllarına geçtikçe azaldığı gözlemlenmiştir. Örneğin 5. Sınıf çocuklarının zorbalık ve birbirlerinin gözünü korkutmak (bullying) konusunda daha az hassas oldukları ve problemi çözmede güçlü yetenekler geliştirdikleri söylenebilir (Smith ve arkadaşları, 1999) Bunun sebebi yapılan araştırmalara göre çocukların yaşları büyüdükçe arkadaş grubunun sabitlenmesi ve kendini yönetme konusunda (self-regulation) güçlenmesi olabilir (Higgins, 1991) 

Çocuklarda düşmanlık (victimization) konusunda arkadaş etkisinin ciddi bir koruyucu faktör olduğu söylenebilir. Bir tek arkadaşı olsa bile “dışlanmış” çocuğun, bu durum onu depresyon, asosyal davranışlar ve daha birçok olumsuz koşullardan koruyabilir. Depresyon ve kızgınlık konusuna gelince, yapılan bir araştırmaya göre yetişkinliğe geçiş aşamasındaki kızların depresyon ve kızgınlık konusunda daha çok depresyon gösterdikleri, erkeklerin ise daha çok asosyal davranışlar gösterdikleri söylenmektedir (Hankin & Abramson, 2001; Lahey ve arkadaşları, 2006). 

Öyleyse bizler yetişkinler olarak çocuklarımızın gelişimini iyi takip etmeliyiz. Bu demek değildir ki onları her zaman koruyup kollayalım. Böyle yaparsak onlara kötülük etmiş oluruz. Bizler yetişkinler olarak onlara kendi ayaklarının üzerinde durabileceği bir özsaygı kazandırmalıyız. Korumacı bir çizgi çizmeden onların hayata sağlam bir şekilde tutunabilmeleri için yanlarında olduğumuzu hissettirmeliyiz.

Ragibe

Kaynakça:
Crick, N. R., & Grotpeter, J. K. (1995). Relational aggression, gender, and social-psychological adjustment. Child Development, 66, 710–722.

Hankin, B. L., & Abramson, L. Y. (2001). Development of gender differences in depression: An elaborated cognitive vulnerability– transactional stress theory. Psychological Bulletin, 127, 773–796.
Higgins, E. T. (1991). Development of self-regulatory and selfevaluative processes: Costs, benefits, and tradeoffs. In M. R. Gunnar & L. A. Sroufe (Eds.), Self processes and development: The Minnesota Symposia on Child Development (Vol. 123, pp. 125–166). Hillsdale, NJ: Erlbaum.

Karen D. Rudolph , Wendy Troop-Gordon , Elenda T. Hessel & Jennifer D. Schmidt (2011): A Latent Growth Curve Analysis of Early and Increasing Peer Victimization as Predictors of Mental Health across Elementary School, Journal of Clinical Child & Adolescent Psychology, 40:1, 111-122

Lahey, B. B., Van Hulle, C. A., Waldman, I. D., Rodgers, J. L., D’Onofrio, B. M., Pedlow, S., et al. (2006). Testing descriptive hypotheses regarding sex differences in the development of conduct problems and delinquency. Journal of Abnormal Child Psychology,
34, 737–755.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder