Bu hafta duygusal gelişim ile ilgili yazacağım. İlk
olarak Dr. Edward Tronick’in Still Face Experiment adında bir videosundan
bahsetmek istiyorum. Bu videoda 1 yaşlarında bir bebek ve annesi bulunmakta.
Başta anne ve çocuk arasında sağlıklı bir iletişim, gülüşmeler, soruya işaret
ederek cevap verme vs. gibi bir diyalog görülmekte. Sonrasında anne still-face
dediğimiz duygusuz ve yanıtsız bir yüz ifadesine bürünmekte. Burada bebek başta
hafızasındakileri kullanarak annesinin dikkatini çekmeye çalışmakta (eski
ortamı aramakta) ve sonrasında sıkılmaya başlamaktadır. Hatta bu gibi
durumlarda bebeklerde hıçkırık, salya akıtma gibi fizyolojik belirtiler görülebilmektedir.
İletişimin, çocuğun ihtiyaçlarına cevap verilmesinin duygusal gelişim için ne
denli önemli olduğunu burada fizyolojide meydana gelen değişimlerden de
anlayabiliriz. Still-face deneyindeki gibi yüz ifadesi bulunmayan ve durumlara
duygusal belirtilerle karşılık vermeyen bir ebeveynin çocuklarının da ileride
sağlıklı bireyler olacağının çıkarımını yapamayız.
Thomas Chess’in mizaç çeşitleri 3’e ayrılır: “kolay,
ısınması yavaş ve zor” olmak üzere. Kolay çocuklar güler, etrafına neşe
saçarlar, uyumludurlar. Isınması yavaş olan çocuklar zamanla insanlara olaylara
ısınırlar ama kolay çocuklara göre daha zorlayıcı olabilirler. Zor çocuklar ise
yemeğini yemeyen, durumlara olumsuzlukla yanıt veren, üzgün kızgın çocuklardır.
Öfkelerinin dindirilmesi için çeşitli öfke kontrol uygulamalarının ortaya
konulması gerekmektedir. Öfke
kontrolündeki güçlükler özellikle küçük yaşlardaki çocuklarda daha fazla
görülebilir. Bunun nedeni onların gelişimlerini tamamlamamış olmasından ileri
gelmektedir. Ne tarz bir gelişim? Bilişsel, sosyo-duygusal ve dil gelişimini
tamamlayamadıkları için olayları algılamada, duygularına anlam vermede ve
bunları ifade etmede güçlük çekebilirler. Bu durum onların öfkelerini kontrol
etmede gelişme yolunun başlangıcında olduğunu gösterir. Okul öncesi çağındaki
çocukların öfkelerini kontrol etmelerini sağlayabilmek için onlara sabırla ve
anlayışla yaklaşılmalıdır. Özellikle olaylarda onların yanında olunduğu ve
onları anlayabilindiği gösterilmelidir. Öfke kontrolünü sağlayabilmek için çocukların
özbakım ihtiyaçları zamanında karşılanmalıdır. Çocukların öfke anında
istediklerinin yapılmaması gerekmektedir. Eğer öfke anında çocukların
istedikleri yapılırsa öfkeli olma durumu ödüllendirilmiş ve pekiştirilmiş olur.
Öfke kontrolünü sağlamak için yetişkinlerin çocuğa karşı olan davranışları
tutarlı olmalıdır.
Bunun yanı sıra çocuklarda duygusal gelişimi
desteklemek amacıyla küçük yaşlardan itibaren (1.5-2) duygularımızla ilgili bilgiler
verilmelidir. Örneğin bir okul öncesi eğitim kurumunda sınıflarda duygu
panolarının olması çok önemli ve etkilidir. Üzgün, mutlu, kızgın gibi ifadeler
çocuklara gösterilmeli ve anlatılmalıdır. Her gün onlarla bir rutin olarak
nasıl hissettikleri ve neden böyle hissettikleri konuşulmalıdır. Böylece
çocuklarda duygusal gelişim ve empati gibi özellikler geliştirilmeye başlanmış
olur. Okunan hikayeler, gün içinde yaşananlar ve yapılan etkinliklerde duygusal
gelişimi destekleyici hareketler yapılabilir. “ben bu şekilde hissediyorum
çünkü ….” Gibi açıklamalarla hem çocukların zihinsel gelişimi-neden sonuç
ilişkileri hem de duygusal gelişimine katkıda bulunulmuş olur.
Eğer çocuk ben bir hayalet gördüm, çok korktum” gibi
bir cümle ile gelirse burada bir yetişkin olarak nasıl davranılmalıdır? İlk
olarak çocuğun dinlenildiği ve onun ifadelerine önem verildiği
gösterilmelidir.”Korkulacak bir şey yok, hayalet diye de bir şey olmaz” gibi
bir cümle onun duygularına önem verilmediğini göstereceğinden bu olumsuz bir davranıştır.
Bunun yerine “sanırım biraz korkmuşsun, seni ne korkuttu? Gel beraber bakalım,
buradaki gölgeleri sanırım sen hayalet sanmışsın ama bak bunlar sokaktan geçen
araçların gölgeleri” gibi bir cümle kullanılırsa iyi olur. Bu cümlede dikkat
edilecek olunursa, ilk olarak çocuğun duygularını gördüğümüz, onu her ne olursa
olsun fark ettiğimiz ve bunun normal olabileceği ifade edilmelidir. Sonra da
açıklamaları mantıklı bir şekilde yapılmalıdır. Dikkat edilecek nokta onlara
değer verilmesi ve duyguların varlığının, ifade edilmesinin önemidir. Çünkü
hissettiklerimizde yanlış diye bir şey yoktur.
Unutulmaması gerekir ki çocuk gelişimi bütün
yönleriyle oldukça önem verilmesi gereken bir konudur. Çocukların sağlıklı
gelişebilmeleri için onların gelişimsel özellikleri dikkate alınmalı ve sabırla
ilgilenilmelidir.
Ragibe
StillFaceExperiment:https://www.youtube.com/watch?v=apzXGEbZht0
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder