23 Aralık 2012 Pazar

Duygusal Gelişim


Bu hafta duygusal gelişim ile ilgili yazacağım. İlk olarak Dr. Edward Tronick’in Still Face Experiment adında bir videosundan bahsetmek istiyorum. Bu videoda 1 yaşlarında bir bebek ve annesi bulunmakta. Başta anne ve çocuk arasında sağlıklı bir iletişim, gülüşmeler, soruya işaret ederek cevap verme vs. gibi bir diyalog görülmekte. Sonrasında anne still-face dediğimiz duygusuz ve yanıtsız bir yüz ifadesine bürünmekte. Burada bebek başta hafızasındakileri kullanarak annesinin dikkatini çekmeye çalışmakta (eski ortamı aramakta) ve sonrasında sıkılmaya başlamaktadır. Hatta bu gibi durumlarda bebeklerde hıçkırık, salya akıtma gibi fizyolojik belirtiler görülebilmektedir. İletişimin, çocuğun ihtiyaçlarına cevap verilmesinin duygusal gelişim için ne denli önemli olduğunu burada fizyolojide meydana gelen değişimlerden de anlayabiliriz. Still-face deneyindeki gibi yüz ifadesi bulunmayan ve durumlara duygusal belirtilerle karşılık vermeyen bir ebeveynin çocuklarının da ileride sağlıklı bireyler olacağının çıkarımını yapamayız.   

Thomas Chess’in mizaç çeşitleri 3’e ayrılır: “kolay, ısınması yavaş ve zor” olmak üzere. Kolay çocuklar güler, etrafına neşe saçarlar, uyumludurlar. Isınması yavaş olan çocuklar zamanla insanlara olaylara ısınırlar ama kolay çocuklara göre daha zorlayıcı olabilirler. Zor çocuklar ise yemeğini yemeyen, durumlara olumsuzlukla yanıt veren, üzgün kızgın çocuklardır. Öfkelerinin dindirilmesi için çeşitli öfke kontrol uygulamalarının ortaya konulması gerekmektedir.  Öfke kontrolündeki güçlükler özellikle küçük yaşlardaki çocuklarda daha fazla görülebilir. Bunun nedeni onların gelişimlerini tamamlamamış olmasından ileri gelmektedir. Ne tarz bir gelişim? Bilişsel, sosyo-duygusal ve dil gelişimini tamamlayamadıkları için olayları algılamada, duygularına anlam vermede ve bunları ifade etmede güçlük çekebilirler. Bu durum onların öfkelerini kontrol etmede gelişme yolunun başlangıcında olduğunu gösterir. Okul öncesi çağındaki çocukların öfkelerini kontrol etmelerini sağlayabilmek için onlara sabırla ve anlayışla yaklaşılmalıdır. Özellikle olaylarda onların yanında olunduğu ve onları anlayabilindiği gösterilmelidir. Öfke kontrolünü sağlayabilmek için çocukların özbakım ihtiyaçları zamanında karşılanmalıdır. Çocukların öfke anında istediklerinin yapılmaması gerekmektedir. Eğer öfke anında çocukların istedikleri yapılırsa öfkeli olma durumu ödüllendirilmiş ve pekiştirilmiş olur. Öfke kontrolünü sağlamak için yetişkinlerin çocuğa karşı olan davranışları tutarlı olmalıdır. 

Bunun yanı sıra çocuklarda duygusal gelişimi desteklemek amacıyla küçük yaşlardan itibaren (1.5-2) duygularımızla ilgili bilgiler verilmelidir. Örneğin bir okul öncesi eğitim kurumunda sınıflarda duygu panolarının olması çok önemli ve etkilidir. Üzgün, mutlu, kızgın gibi ifadeler çocuklara gösterilmeli ve anlatılmalıdır. Her gün onlarla bir rutin olarak nasıl hissettikleri ve neden böyle hissettikleri konuşulmalıdır. Böylece çocuklarda duygusal gelişim ve empati gibi özellikler geliştirilmeye başlanmış olur. Okunan hikayeler, gün içinde yaşananlar ve yapılan etkinliklerde duygusal gelişimi destekleyici hareketler yapılabilir. “ben bu şekilde hissediyorum çünkü ….” Gibi açıklamalarla hem çocukların zihinsel gelişimi-neden sonuç ilişkileri hem de duygusal gelişimine katkıda bulunulmuş olur. 

Eğer çocuk ben bir hayalet gördüm, çok korktum” gibi bir cümle ile gelirse burada bir yetişkin olarak nasıl davranılmalıdır? İlk olarak çocuğun dinlenildiği ve onun ifadelerine önem verildiği gösterilmelidir.”Korkulacak bir şey yok, hayalet diye de bir şey olmaz” gibi bir cümle onun duygularına önem verilmediğini göstereceğinden bu olumsuz bir davranıştır. Bunun yerine “sanırım biraz korkmuşsun, seni ne korkuttu? Gel beraber bakalım, buradaki gölgeleri sanırım sen hayalet sanmışsın ama bak bunlar sokaktan geçen araçların gölgeleri” gibi bir cümle kullanılırsa iyi olur. Bu cümlede dikkat edilecek olunursa, ilk olarak çocuğun duygularını gördüğümüz, onu her ne olursa olsun fark ettiğimiz ve bunun normal olabileceği ifade edilmelidir. Sonra da açıklamaları mantıklı bir şekilde yapılmalıdır. Dikkat edilecek nokta onlara değer verilmesi ve duyguların varlığının, ifade edilmesinin önemidir. Çünkü hissettiklerimizde yanlış diye bir şey yoktur. 

Unutulmaması gerekir ki çocuk gelişimi bütün yönleriyle oldukça önem verilmesi gereken bir konudur. Çocukların sağlıklı gelişebilmeleri için onların gelişimsel özellikleri dikkate alınmalı ve sabırla ilgilenilmelidir. 

Ragibe


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder